İçeriğe geç

Bittii / Başlıyor :)

Selam 🙂

Üç aylık bir aradan sonra merhaba! Son yazımda yazdığım gibi, master tezimi zamanında yetiştirebilmek için “yazma” eylemi ile alakalı bütün nöronlarıma ihtiyacım vardı. Bu nöronların blog yazmayı bırakmaları da yetmedi. Hem fazla mesai yaptılar, hem de yıllık izinlerinden feragat ettiler. Ama en sonunda bitti, tekrar gelen kutunuzdayım.

Tezi yazmak aslında dünyanın en zor şeyi değil ama bolca zorladı. Kimsenin okumayacağını bile bile 70 sayfa yazı yazmak benim motivasyon mekanizmalarıma çok ters geliyor. Konum gayet eğlenceliydi halbuki: Blockchain’in müzisyenler için kullanımları. Ama konuyu araştırmak, makaleler okumak, röportaj yapacak müzisyen bulmak ve yapmak, bulduklarınızı işlemek, ve tabi ki de hepsini yazmak kocaman bir iş. Özellikle de beni oldukça “özgür” (!) bırakan bir supervisor’ım olunca o iş “Yaz bakalım 6 ayın var, 6 ay’a konuşuruz” oldu. Odaklanmak tezi yazmaktan daha zordu ve daha çok yordu açıkçası. Zaten bir tez üzerine streslenmek sürecin çoğunu kapsıyor 😄 Yazdığımdan çok of pofladığım bu süreçte desteğini esirgemeyen herkese tekrar teşekkür ederim. İlginizi çekerse tezimin posteri.

Blockchain üzerine baya bir şey öğrendim. “Bitcoin alın!” diye bağıracak kadar ikna olmuş değilim. Dönen dolandırıcılıklara ya da risklere de gayet maruz kaldım araştırırken. Ama blockchain muazzam bir teknoloji, bence sadece daha doğru kullanım alanlarını bulmadı. Çok ilginç potansiyel uygulama alanları var “dijital para” olmak dışında. Asıl kullanım alanını bulduğunda da çözüm zaten sen ben gibi kullanıcıların fark edeceği şekillerde de olmayacak. EFT nasıl çalışıyor, WiFi’a nasıl bağlanılıyor, 3G ile 5G’nin farkı ne gibi konuları işin mühendisi değilseniz bilmenize gerek yok. Aynı mantık. Arka planda çalışabilecek harika bir teknoloji sadece.

Ablam sorduğunda tezimi anlatmam, blockchain ile ilgili tanımlar dahil 1 saat civarı sürdü sanırım ama 20 dk’da anlatabilirim bence bir toparlarsam hiç bilmeyen birine. Özet bir video mu yapsam diye düşünüyorum. O kadar araştırdım, bir işe yarasın 🤓

Verdim tezi, gittim İstanbul’a, bir ay ailemi ve arkadaşlarımı gördüm. Bolca da tavana, çimene, ağaçlara ve boğaza baktım. Şimdi döndüm Münih’e. Son notum da girildi ve bu hafta da 1,5 yıldır çalıştığım şirkette yeni işime başlıyorum.🙃🧿 (bkz. end of an era) Siz de ne ile uğraşıyorsanız, darısı onun başına 🙂

Kapı Ziline M.Sc. Yazmak

Almanya’da bu ünvanlara baya önem veriyorlar. Prof. ya da Dr. olunca Türkiye’de de tabi bir hürmet gösterilmekte, bir sürü yere de yazılmakta vs ama burada sadece lisans mezunu birinin bile kartvizitine B.Sc. yazdığını gördüm. Master’ı da bitirince M.Sc. diye de her yere yazabiliyorlar. Gerçekten kapı zilime “M.Sc. Aytaç Işık” yazsam tahmin edeceğiniz kadar garipsemezler. Yazmam tabi 😁 ama resmi olarak Master ünvanı olması hoş bir şey, hele benim kadar fantastik edebiyat seviyorsanız.

Bu arada TUM’daki ilk dönemimde aldığım organizasyon teorileri üzerine bir derste seminar paper olarak Star Wars’daki Jediların organizasyonel yapısını farklı teorilere göre inceleyip, open innovation organizasyonlarına benzetip iyileştirmeler tavsiye etmiştik. İçimdeki nerd baya mutluydu yani TUM’da. İlginizi çekerse makalenin posteri. Photoshoplar tabi ki benim eserim 🙂

Çöpe Kağıt Attığım İçin Azarlandım

Biraz evi dağınık bırakmıştım giderken. Dönünce ilk birkaç gün evi temizlemek, bir şeyleri atmak vs ile geçti. İçi atılmalık ıvır zıvırla dolu bir kutuyu çöpe atmaya giderken de üşengeçliğim zirvedeydi. İçi kağıt dolu gibiydi ama kontrol etmeye üşendiğim için amaan diyip kağıt çöpü yerine normal çöpe attım.

Almanya’da bu 8. büyük günahmış meğersem. Bir yarım saat sonra kapım çaldı. Hausmeister (bkz. kapıcı) bir gelir misin dedi. İndim aşağı, çöpü gösterip bu kağıt değil mi, kağıt buraya atılmaz diye bir nutuk çekmeye başladı. Ben de içinde plastik falan olabilir diye atmadım dedim. Yok kağıtla dolu bu dedi, aldı kağıt çöpüne attı. Geri dönüşüme bu kadar önem vermeleri güzel tabii ki ama bir şaşırdım 😅 Bu büyük günahı en yakın kilisedeki itiraf kabininde rahibe anlatmak yerine de size anlatmaya karar verdim.

Bizi kıskanıyor musun?

İstanbul’dayken yeni ehliyete geçme işini de aradan çıkarayım diye gittim ilçe nüfus müdürlüğüne. Bolca bir sıra bekledikten sonra oturdum memurun karşısına, belgeler vs tam. Münih’te olduğum için de ikametgahım Münih adresimde gözüküyor tabi sistemde. Memur bunu görünce şöyle bir diyalog yaşandı:

  • Münih’te mi yaşıyorsun?
  • Evet, öğrenciyim orada.
  • Kıskanıyor musun bizi?
  • … 😶…
  • Oradakiler bizi kıskanıyormuş diyorlar ya hani. Sen de bizi kıskanıyor musun?

Adamın ciddi tonu ile boş bulundum, bir an gerçekten kestiremedim esprisine mi soruyor ciddi mi😅 Bir de önceki soruları belge ile alakalı olunca… Güldüm kendi kendime. Esprisine sormuş tabii ama hafiften de bir gerçeklik de var arkaplanda. Maaş, masraf vs de merak etti sonra. Yeni ehliyetlerde İsim, Soyisim, TC Kimlik, Kan Grubu dışında yurtdışındakiler için Kıskanma Durumu kısmı da eklenebilir artık.

Kitaplar

Son zamanlarda çoğunlukla kindle’dan okuyordum kitabı. Odam da bavul da çabucak dolduğundan yer hesabı yapıp kitap almıyordum. Bu sefer boş verdim hacimsel kütlesel hesapları ve sonucunda şöyle bir okuyacağım kitaplar tepeciği oluşturdum. Şimdi sıra onları okuyacak zamanı bulmakta. 🤓

Güzel Haftalar!
31.05.2022