Selam :),
Geçen hafta geri yazdığınız mailler sayesinde ekran karşısında sırıtarak bolca vakit geçirdim. Umarım her hafta gelen kutunuzda bulduğunuza sevindiğiniz bir mail olabilirim. 🙃 Email atmanın bile nostaljik hissettirdiği bir zamandayız. “Gelecek”teyiz galiba 😁
Bu haftaya aklımdan geçen bir konu hakkında yazarak başlıyorum, sonra da konuyu güzel şeylere bağlıyorum. Buyrunuz…
GIGO: Garbage In, Garbage Out
Üretim, finans ya da herhangi bir “sıralama” içeren derste FIFO ve FILO diye iki sıralama kuralı öğretilir. Kural FIFO (“First in First Out”) ise sıraya ilk giren ilk çıkar, FILO (“First in Last Out”) ise ilk giren son çıkar. Diyelim ekmek üretiyoruz. FIFO kuralı varsa, her gelen müşteriye elinizdeki en erken üretilmiş ekmeği verirsiniz. Böylece kimse fırından yeni çıkmış en taze ekmeği alamaz ama hiç bir ekmek de arkada 4 gün, bayatlayana kadar beklemez vs.
Bu konu lisansta 3 kere geçti sanırım ve her seferinde farklı hocalar olmasına rağmen konu yarı-espri, yarı-ciddi olarak şu cümleye geldi “Ama sisteminizi nasıl kurarsanız kurun, eğer sisteme çöp sokarsanız, çöp çıkar.” Yani GIGO olur.
(Sayısalcı mizahı sevenler için şu linki de şuraya bırakıyorum. xkcd: Garbage Math)
Üretim Dersinden Hayat Felsefesi
Ben bu GIGO’yu hep çok benimsedim ve konunun geri kalanının aksine hayata çok daha uygulanabilir bir konsept olduğunu düşünüyorum. “Hayatınıza ne kadar çöp sokarsanız, hayatınız o kadar çöp olur” şeklinde. Ben bunu yediğim yemeğin kalitesinden, alışkanlıklara, okuduğum yazılara ve zamanımı geçirdiğim işlere ve insanlara bile yoruyorum.

Özellikle internetteyken bir çöp bombardımanına uğradığımı hissediyorum. Gelen her gereksiz spam mail, reklamlar, algoritma beğensin diye ilk 4 dakikası boş konuşma olan videolar ya da genel olarak 2 saniye görüp umursamadığımız postların kümülatif zaman kaybı. İnternet insanlığın en büyük icadi olabilir bence, iyi taraflarını saymaya gerek bile yok. Ama çöplük yığını ile antika dükkanı arasındaki farkı yaratan şey her neyse ondan biraz daha lazım sanki.
Birinci maildeki NASA mühendisinin olduğu video gerçekten insanın içinde bir mutluluk uyandırıyordu mesela. Günde 2 tane öyle şey görünce insan daha mutlu oluyor, enerjik oluyor bence. O yüzden bu hafta önüme çıkan, internetin güzel köşelerinden gelen üç linkim var. 😊
Güzel Şeyler
İlk video bir indie müzik grubunun konserinden bir an. Anladığım kadarıyla daha yeni yeni popülerleşirken verdikleri bir konserde, müzisyen nakarata geldiğinde ilk defa şarkısının sözlerini bilen bir seyirci grubuna konser verdiğini fark ediyor. Tepkisi çok insani ve içten geldi. Şarkıya devam bile edemiyor gülümsemekten. Zamanınız yoksa direk 22. saniyeden izleyin.
Şarkıyı beğenirseniz bana yazın, grubu buldum. 😎
İkincisi bir doğa-macera videosu. Bunu ölüm riski olmadan yapabileceğimiz bir yer var mı bildiğiniz? Beni de götürür müsünüz? N’oooluur
Sesi açın, su kaçmış gopro mikrofonundan gelse de o şırıl şırıl su çok güzel.
Üçüncüsü de WindowSwap (window-swap.com) diye bir site. Dünyanın farklı yerlerinden insanlar kameralarını açıp camlarından ne gördüklerini kaydetmişler. Başka birinin penceresinden dışarı bakmak isterseniz diye. 2-3 pencere gezince çok güzel manzaralara denk geliniyor. İki ekranla çalışıyorsanız hele, bir ekranı buna ayırmak güzel olabiliyor bazen.
Aytaç’ta Bu Hafta:
Bu hafta çok ilginç bir şey yok. Evdeydim, ders çalıştım. Haftanın en mutlu noktaları:
1- Maillerinizi okumak 
2- Çok güzel, koca bir tencere karışık sebzeli köri.
3- Karamelli ceviz yapmaya kalktım. Yanık kokusu geldikten sonra bütün cevizlerin yanmadığını anladığım an gayet mutluydum. Ekte resim. 😋 İsteyene de tarif.

4- “Ne sınavmış yeter ya” diyip parkta bir yürüyüşe çıktım, güneşi gördüm. Rastgele birine yol tarif ettim. Bütün gün evde oturunca “Aa biri bana yol sordu” diye bile seviniyor insan biraz.
Sims’te karakterler uzun süre kimseyle konuşmayınca kafayı yiyordu, hatırlar mısınız? Aşağıdaki hayali tavşan-adam gelirdi sonra karakteri “düzeltmeye”… Bir süredir zavallı tavşan fazla mesai yapıyor herhalde.
Hayali tavşansız günler dilerim,
Sürç-i klavye ettiysem affola.
01.03.2021
(Mart olmuş bile ya, daha yeni yıla yeni girmedik mi biz?)