Selam :))
Bu sefer Münih’ten değil İstanbul’dan yazıyorum. Dönem arası oldu, ben de test mesti oldum, uçağa bindim geldim dün. Ev yapımı karantinadayım. Evdekilerle aynı odada bile oturmuyorum daha ama oda servisi anne yemeği bir harika. Yemek saatlerinde zoom açıp karşılıklı oturuyoruz. 😁 Manzara böyle:

Doğa Fotoğrafları
Geçen hafta bir arkadaşımla ormanda fotoğraf çekmeye gittik. Kameradan çıkanların birkaçı, taze taze ekteler. Benim Google Maps’te görüp çimli-kafeli-şehir-parkı olmasını beklediğim yer, meğersem doğallığı çoğunlukla korunmuş, içinde bir sürü hayvanın yaşadığı bir koruymuş. Şehrin gayet içinde olmasına rağmen, yürüyüş yolundan biraz çıkınca ağaçların arasından karacalar görebiliyorsunuz. Hem ilk defa bir karaca gördüm, hem ilk kez bir ağaçkakanın motor takmışsınız gibi ağaç kaktığını duydum, hem de fotoğraflarını çekebildim. En sevdiğim fotoğraf bu sayfanın tepesinde yerini aldı.
Karacaların boynuzları yeni çıktığında, boynuzları besleyen böyle kadifemsi kürkle kaplı oluyormuş. Ben başta kavga etmişler sandım tabi ki.
Bazı şeyler gerçekten sizde olacağına, zaman geçirdiğiniz bir arkadaşınızda olsun, daha iyi. Evcil hayvan, drone, polaroid, 3D printer gibi örneğin. Profesyonel bir kamerası olan bir arkadaşım olması zaten büyük bir lütuf, üstüne bir de o sırada ödünç verebileceği, eski bir kamerası daha olması baya hoş oldu.





Evcil Soğanda Son Durum
Geçen hafta dolabımda bulduğum, azimle yeşermiş, bağımsızlığını ilan eden bir soğan hakkında, saksıya mı dikeyim, çöpe mi atayım diye sormuştum. Birkaçınız sayesinde üçüncü bir seçenek olduğunu öğrendim. Normal soğan bekleyip yeşerirse, yeşil kısımları gayet rahat yenilebiliyormuş. Ben de bir yemeğine kattım, bir güzel yedim kendisini. Teşekkürler 🙂
Alman Bürokrasisinin Garipliği #416
Almanya’da resmi mektuplara eğer geri dönüş isteniyorsa (gelen formu doldurup geri yollamak, imza atmak vs için) gelen zarfın içerisinde, üzerinde dönüş adresi olan ikinci bir zarf daha oluyor. En son gelen zarfta garip bir şey farkettim. Pul yapıştırmak için ayrılan alandaki ufak yazıda meğersem “Elinizde Pul Varsa Yapıştırın” yazıyormuş. “Varsa yapıştırın yoksa yapıştırmayın” nasıl oluyor diye yerli bir arkadaşa sordum, o da güldü. Vergiler hakkında atılan bir mektupta bile böyle keyfi bir yönlendirme görünce daha önceki “sınavda kamera açık olmalı, ama zorunda da değilsiniz” ve “sınava katılım zorunlu değildir” daha mantıklı gelmeye başladı.

Broadchurch
Zamanınız varsa ve gizem/polisiye seviyorsanız, Broadchurch’ü çok tavsiye ederim. Bazı dizilerde çok ilgi çekici farklı ve yeni fikirler olur ya, mesela Black Mirror bölümlerini azıcık anlatınca fikir çok ilginç gelir izlemek istersin. Bu onlardan değil. Dünyanın en klasik polisiye özeti: Bir cinayet var, dedektif de çözmeye çalışıyor. Ama o kadar iyi yapılmış ki iyi olmak için değişik/uçuk bir şeyler yapması gerekmiyor. David Tennant (bir zamanların Doctor Who’su) başrolde. İzleyip sevdiyseniz The Stranger ve Criminal: United Kingdom da benzer tonlardalar.
Güzel haftalar!
Sürç-i klavye ettiysem affola.
15.03.2021